Topuk Botoksu

Botoks denildiğinde aklımıza ilk olarak en popüler uygulama olan yüzdeki kırışıkları kapatmak için yapılan enjeksiyon uygulamaları gelmektedir. Halbuki kas gerginliklerini azaltmak, ortadan kaldırmak için ortopedi branşında botoks uygulamalarının geçmişi çok daha uzun dönemlere dayanmaktadır. Konumuz olan topuk botoksu da bu uygulamalardan bir tanesidir.

Tüm dünyada her yıl yaklaşık 2 milyon insan topuk ağrısı nedeni ile doktora başvurmaktadır. Ağrılı Topuk Sendromu tanısı konulan bu vakalarda ağrının nedeni yapısal (düz taban, çukur taban), inflamatuar, dejeneratif veya nöropatik sebepler olabilir. Ancak Ağrılı Topuk Sendrom tanılı vakaların büyük çoğunluğunu Plantar Fasiitis dediğimiz taban zarı gerginliği ve bunun sonucunda gelişen Topuk Dikeni hastaları oluşturmaktadır.

Hastalar özellikle sabahları ilk adımlarının ve gün içerisinde dinlendikten sonraki ilk adımlarının çok ağrılı / acılı olduğunu söylerler. Yürüme mesafesi ve aktivite miktarı arttıkça ağrının şiddeti de artmaktadır.

Hastaların muayenesinde tabanda kalkaneusun (topuk kemiği) iç alt tarafına denk gelen plantar fasia bölgesi parmak ile bastırmakla çok ağrılıdır. Ayak taban germe muayenesi ağrılı olarak karşımıza çıkar. Diz tam ekstansiyonda iken (düz şekilde uzatıldığında) ayak bileğinin yukarıya doğru gerilmesi tabanda ve kalf da ağrı ve gerilmeye yol açar. Direk grafide (röntgen) ayak tabanında kalkaneusun alt ucunda gül dikenine benzeyen bir kemik uzaması görülebilir ki, buna kalkaneal spur (topuk dikeni) denilmektedir. 

Ağrılı Topuk Sendromu ile müracaat eden hastalarımızda tanımız Plantar Fasiit olduğunda; tedaviye öncelikle hastalığı tetikleyen etkenlerden; aktivite kısıtlaması, kilo verme, uygun ayakkabı seçimi ile başlanmalıdır. Ardından; ortez kullanımı (tabanlık, gece splinti), antienflamatuar ilaçlar, germe egzersizleri ve gerekirse ayak taban masaj ve banyoları önerilebilir. 

Altı ay ve üzerinde devam eden inatçı vakalarda ise bir sonraki aşamaya geçilerek mini inzavif yöntem olarak enjeksiyonlar veya Radyofrekans Ablasyon (RF) tedaviye eklenir. Enjeksiyonlar içerisinde; Kortikosteroidler (CS), PRP (platelet rich plasma), Kök Hücre ve Botoks (Botilinium Toksin A: BTA) uygulamaları yer almaktadır. 

Kortikosteroid uygulamaları en çok kullanılan yöntemdir. Erken dönemde hasta şikayetlerinde azalmaya yol açarken, uzun dönemde çok etkili değildir ve tekrarlayan uygulamalar plantar fasianın incelmesine ve nadiren de olsa rüptürü’ne (kopmasına) neden olmaktadır. 

PRP uygulamaları yan etki oranı diğer yöntemlere göre çok çok az olmasına rağmen; literatür sonuçları diğer bölge PRP uygulamalarına oranla topuk ağrısında çok etkili olmadığını göstermiştir.

Kök Hücre uygulamaları ise başarı yüzdesi / fiyat oranı açısından topuk ağrısı tedavisinde oldukça maliyetli tedavi seçeneği olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Botoks-A yani botilinum toksini-A; Clostridium botulinum adlı bakteriden elde edilen bir toksindir. Bu toksin; sinir kas kavşağında sinir uçlarından salınan asetil kolin isimli mediatörün salınımını engelleyip sinir iletimini bloke ederek, sinirin aktive ettiği kasın hareketini / kasılmasını geçici olarak durdurur. BTA uygulamalarına baktığımızda aslında ortopedi literatüründe oldukça çok sayıda uygulama (serebral palsi, spastik ayak, plantar hiperhidrosis gibi) ve çalışma olmasına karşın Plantar Fasiitis tedavisinde ihmal edilmiş bir tedavi yöntemidir. Hastanın şikayetinin analizi, ayrıntılı muayenesi ile mevcut topuk ağrısının ana sebebi ortaya konulduğunda, uygun hastalara topuk bölgesinden ve gerekirse kalf bölgesinden (gastrokinemius kası) yapılan enjeksiyonlar hasta konforunu hızlı bir şekilde ve uzun süreli olarak arttırmaktadır.

RF yöntemine baktığımızda ise topuk ağrısına neden olan sinir ağının (Baxter nöriti) mini invazif yöntem ile yakılarak ağrının giderilmesidir. Bu yöntem spesifik vakalarda kullanılmak kaydı ile etkili olmaktadır.  

 Tüm bu tedavi seçeneklerine rağmen şikayetleri devam eden hastalarda cerrahi yöntemlere geçilmesi gerekir. Cerrahi teknikler arasında plantar fasianın medial dalının gevşetilmesi, spur eksizyonu gibi yöntemler eklenmektedir.