Kırık Kaynama Yokluklarının Eksternal Fiksatörler(Dışarıdan Tespit) İle Tedavisinde Son Gelişmeler

Kırık kaynama yokluklarının tedavisi halen, ortopedik cerrahlar için çözümü güç sorunlardandır. Kaynamanın zorluğu yanında, şekil bozuklukları, enfeksiyon ve bacak boyu eşitsizliği gibi ciddi sorunlar da çoğunlukla tabloya eşlik eder.

Kırık iyileşmesini birçok faktörün bozduğu bilinmektedir. Kırık iyileşmesini geciktiren faktörleri mekanik ve biyolojik olmak üzere iki grupta toparlamak mümkündür. Erken hareket ve yük ile normal fonksiyonel dönüşü sağlayan sıkı bir kırık tespiti mekanik ve tamir için gerekli olan biyolojik desteği oluşturan etkenlerdir. Tüm bu lokal faktörlerin yanı sıra kaynama yokluklarında sistemik faktörleri de ihmal etmemek gereklidir. Cinsiyet, yaş, birden fazla kırık varlığı, sigara kullanımı ve hormonal durumun kırık iyileşmesini etkileyeceği düşünülmektedir. Geniş yumuşak doku travması ile birlikte olan açık kırık, yüksek enerjili travma, enfeksiyon, kan desteğinin bozulması, radyasyon, kırık uçları arasındaki düzenin kaybı, kırık uçlarında hareketlilik ve kemik doku kaybı da kaynama yoklukları için hazırlayıcı faktörlerdendir.

Kaynama yokluklarının tedavisinde çok çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Tek bir tedavi yöntemi yoktur. Tüm bu yöntemler problemli ve daima komplikasyonlara açıktır. Gereğinde birden fazla tedavi yöntemi kombine edilebilir.

Eksternal fiksatör (dışarıdan tespit)  uygulamaları kaynama yokluklarının tedavisinde, çok yönlü yaklaşım olarak son 50 yıldır yoğun olarak kullanılmaktadır. Kırık parçalarının, dışarıdan cerrahi sonrasında dahi düzeltilebilmesi, gerektiğinde kırık parçalarının pozisyonlarının değiştirilmesi, bacak uzunluğunun ayarlanması yöntemin en büyük üstünlüklerindendir.

Ilizarov ve arkadaşları, 1950’den beri, kendi uyguladıkları yöntem ve halkasal cihaz ile, aynı anda hastanın günlük aktivitelerini kısıtlamadan, eklem fonksiyonlarını koruyarak kaynamayı başarmış, eğriliği düzeltmiş, uzunluğu yeniden sağlamıştır.  Yine bu yöntemle kemik yoklukları giderilmiş ve enfeksiyon ortadan kaldırılmıştır. Bu sistem ülkemizde de 1980 lerden itibaren başarı ile uygulanmakta ve özellikle ateşli silah yaralanmaları, trafik kazaları gibi yüksek enerjili travmalar sonucu oluşan kemik kayıpları, eğrilikler, kısalıklar mükemmel ya da mükemmele yakın neticelerle tedavi edilmektedir.

Hastaların umut kaynağı olan bu yöntemde son nokta olan ADAM FRAME sistemi Türk mühendis ve hekimlerinin yoğun uğraşıları sonucu hasta ve hekimlerin hizmetine sunulmuştur. Bilgisayar destekli iki ayrı yazılımdan oluşan ve birbiriyle kombine çalışan (I-Tech Bone Correction ve Jonah Bone Navigation Software)  ve hastaların hekim tarafından sık kontrolünü ortadan kaldıran, tedavi aşamalarının tedavi öncesinde görülebilmesini sağlayan uygulanması kolay  bu yeni sistemin geliştirilmesinde esin kaynağı yine ünlü bir Türk olan Mimar Sinan’ın ustalık dönemi eseri olan Selimiye Camisinin kubbesini sekizgen zemin üzerine oturtması ve yine Mimar Sinan’ın Kanuni Sultan Süleyman Türbesinde kullandığı bu 8’gen yapının kare zemin içerisine yerleştirilmesi olmuştur.

Adam Frame`i kolay ve faydalı kılan en önemli özelliklerin başında dünyada ilk kez bir eksternal fiksatorde Navigasyon yazılımın kullanılmış olmasıdır. Bu özellik kullanıcıya kolaylık sağlamakta ve zaman kazandırmaktadır. Aynı zamanda uygulama surecindeki oluşabilecek hataları azaltmakta, dolayısıyla sonucun başarısına yüksek oranda katkı sağlamaktadır.

Ülkemizde GATA, Ortopedia Hastanesi(Adana), İnönü Üniversitesi, Cumhuriyet Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi gibi merkezler başta olmak üzere kullanılmakta olan bu sistem kaynama yokluklarının yanı sıra Polio Sekeli, Raşitizm, Cücelikler ve tek taraflı kısalıklarda da başarıyla kullanılmaktadır. Adam Frame’ in eğitimi yine Türk Ortopedistleri tarafından yurt içi ve yurt dışından gelen misafir ortopedistlere de yoğun olarak verilmektedir.